Altın Üretiminde Siyanür Kullanımı

Ticarî ölçekte  altın eldesinde siyanür kullanımına ilk olarak  1889’da Yeni Zelanda’da Crown Altın Madeni’nde başlanmış olup halen dünyada 800 tane altın ve gümüş madeninde siyanür kullanılarak altın ve gümüş üretimi yapılmaktadır.

Siyanür; kayaların içinde gözle görülemeyecek kadar küçük altın zerreciklerini çözündürerek katı haldeki altının sıvı hale getirilmesini sağlamaktadır. Bu nedenle altın üretiminde siyanür kullanımı teknik bir zorunluluktur. Altın üretiminde kullanılan siyanür seyreltik siyanürdür. Bir başka ifade ile on bin damla su içinde  sadece 3-5 damla siyanür (CN-) bulunmaktadır. Altın üretildiği şartlarda siyanür kullanımının çevreye zarar vermesi bilimsel olarak mümkün değildir.

Dünyada madencilikte kullanılan sodyum siyanürden dolayı  126  yıldan bu yana ölen tek bir kişi bulunmamaktadır. Aynı şekilde Türkiye’de madencilikte kullanılan siyanürden dolayı ölen tek bir kişi yoktur. Altın üretiminde  siyanür kullanımının aradan geçen süre içinde bilinmedik bir yönü kalmamıştır.  Altın üretimi için siyanür kullanımının riskleri ve bu risklere karşı alınacak önlemler çok iyi bilinmektedir.

Türkiye’de siyanürle ilgili tartışma yapay bir tartışmadır. Zira ülkemizde kullanılan siyanürün sadece %1,5 i altın üretiminde, geri kalanı başta sentetik kumaş-iplik, naylon, plastik, metal kaplama olmak üzere başka sanayi dallarında kullanılmaktadır.

Ülkemizdeki siyanürün %98,5 nin kullanıldığı diğer alanlarla herhangi bir siyanür tartışması yaşanmazken, neden siyanürün %1,5 nin kullanıldığı altın üretiminde sürekli  felaket senaryoları gündeme getirilmektedir ?

 Bunun nedeni; Türkiye’nin altın ithalatına her sene  fiyatlara bağlı olarak 6-8 milyar dolar ödemesidir. Yıllık 6-8 milyar dolarlık bir ticareti elinde bulunduranlar böylesi bir ticaretin kesilmesini istememektedir. Türkiye kendi altın potansiyelini üretime dönüştürmesin dışarıdan ithal etsin, bizde bundan para kazanalım diye sürekli siyanürle ilgili felaket senaryoları gündeme getirilmektedir.

Ülkemizde altın üretimi yaklaşık 15 yıldır yapılmakta olup, altın üretiminden dolayı bugüne kadar ne bir çevre felaketi  yaşanmış ne de altın üretimi yapılan yörelerin havası, suyu ve toprağı zarar görmüştür.  Ülkemiz altın üretiminde çevre ve insan sağlığı kriterleri bakımından Avrupa Birliği standartlarının çok üstünde bir performansa sahiptir.